BİLGİYİ HAFIZAYA KAYDETME YÖNTEMLERİ

BİLGİYİ HAFIZAYA KAYDETME YÖNTEMLERİ

Öğrencinin üç temel görevi vardır:

  1. Bilgiyi alma ve anlama
  2. Bilgiyi hafızaya kaydetme
  3. İhtiyaç duyulduğunda (sınavda) bilgiyi hatırlama

Bireyin basit birkaç öğrenme görevini yerine getirmesi halinde, bilgiyi alma beyin için çok kolay bir işlem olacaktır. Alınan bilginin anlaşılması, yine bireyin dersten önceki öğrenme görevlerine uyup uymadığına bağlı olarak anlama ya da anlamama şeklinde ortaya çıkacaktır.

Bireyin dersten önceki temel öğrenme görevi; o dersin konusuna ilişkin kısa bir çalışma yaparak, yüzeysel de olsa bir bilgi ile derse gitmesidir. Bu yüzeysel bilgi, bütün beyin fonksiyonları ile o derse kendiliğinden odaklanmasına yol açacaktır. Bu ön çalışmanın 10-15 dakika kadar olması yeterli olmaktadır. Tek bir koşul ile; bu çalışmayı bireyin kendisi yapması gerekmektedir.

Bilgiyi aldıktan sonra onu hafızaya kaydetme işlemi ayrıca zihinsel eylem ve öğrenme görevlerinin yerine getirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Özellikle bütün bireylerin bilmesi gerekir ki, aklımızda olan bilgiler, hafızamızda olmayabilir.

Akıl ve hafıza beynin farklı bölgelerinde bulunmaktadır. Akıl daha çok anlık bilgileri işleyip, şimdiki zamanda olup bitenlerle meşgul iken, hafıza daha çok geçmiş zamanda olup bitenleri depolar. Bu nedenle bir dersten çıkınca bilgiler aklımızdadır, ama henüz hafızamızda değildir.

Aklımızdaki bilgilerin yerini en kısa sürede bir iki gün, duruma göre bir iki saat içerisinde şimdiki zamanlı başka bilgiler alacaktır. Böyle bir durumda da, “biliyorum ama hatırlamıyorum”, “ben çabuk unutuyorum” tarzında yakınmalar ortaya çıkacaktır.

Oysa, bilgiyi hafızaya aktarma öğrenmenin zorunlu bir aşamasıdır. Ders dinlemekle yetinmek bilgileri sadece akılda tutmak anlamına gelir ve akıl bilgileri uzun süre tutmaz. Çünkü akıl işlemcidir, saklayıcı değildir.

Ünlü eğitim psikoloğu, Oliver Wendell Holmes; “Bir öğrencinin bir bilgiyi unutabilmesi için önce onu anlaması gereklidir” diyor. Holmes burada anlama ve zihinsel kaydı eş zamanlı eylem olarak aktarıyor. Asıl vurgulamak istediği şey ise; unutmak için öncelikle bilginin hafızaya kaydedilmesi gerekir ve bunu gerçekleştirmek amacıyla çeşitli öğrenme görevlerini (ödevlerini) yapmış olmamız gerekir.

Bilgiyi akıldan hafızaya aktarmak için, yani frontal lobdan, hipokampüse aktarmak için, mutlaka dersin dinlenilmesini takiben en geç dört beş saat içerisinde kapsamlı bir konu tekrarı yapılması gerekmektedir. Eğer bu süre içerisinde o konuyu tekrar etmek mümkün değil ise, o zaman, o dersin bilgilerini korumaya almak için, hemen ders bitiminde, ilk 10 dakika içerisinde, işlenen konunun;

  • Zihinden tekrar edilmesi,
  • O konunun başkasına anlatılması,
  • O konu hakkında bir arkadaş ile konuşulması gibi

öğrenme yöntemlerine başvurulması gerekmektedir. Bu yöntemlere başvurulması halinde bilgilerin hemen unutulmasının önüne geçilmiş olunur. Ancak bunlar uzun süreli hafıza kaydı için yetersiz öğrenme görevleridir. En kısa süre içerisinde ki, bir-iki gün içerisinde detaylı bir konu tekrarı yapılmalıdır.

HATIRLAMANIN TEMEL İLKELERİ

  1. Bilgiler hafızaya konu konu depolanmalıdır.
  2. Hafızadaki bilgiler belirli bir sıra içerisinde kaydedilmelidir. Yani öğrenci her dersin konu sırasını bilmelidir.
  3. Her konunun sırasını bilmenin yanında, konuların birbirleri ile olan ilişkileri ve benzerlikleri bilinmelidir.
  4. Eski bilgiler her hafta yapılan göz gezdirme nitelikli konu tekrarları ile hafızanın altından yüzeye çıkartılmalıdır.
  5. Beynimizdeki bilgiler sürekli ilgi ister. Sadece ders dinlerken gösterilen ilgi bilgilerin kalıcılığı için yeterli değildir. Ara ara yapılan konu tekrarları ile bilgilerimize ilgi göstermemiz, onları hatırlamamız için çok önemlidir.
  6. Hafızamıza bilgileri daha önceki öğrendiklerimize bağlayarak kaydedersek daha hızlı hatırlarız.
  7. Hatırlamada kodlama yaparak kaydetme hatırlamanın en yaygın yöntemidir. Bilgileri size çağrışım yapacak unsurlarla birlikte kaydediniz.

TEKRARLAMA VE PEKİŞTİRME

Öğrenilenlerin hatırlanmasında sistematik tekrarların etkisi oldukça fazladır. Konuları tekrar etmek gereklidir ancak çoğu durumda yeterli değildir. Tekrarlarda öğrenmenin diğer prensiplerine de dikkat etmek gerekmektedir. Yani öğrendikleriniz anlamlı olmalı, bir hedefi gerçekleştirmeye yönelik olmalı, öğrenmelere “haz alma” gibi duygular katılmalı. Öğrenmeler görselleştirilmiş, “kullanma yoluyla öğrenme” yöntemlerine başvurulmalı. Öğrenilenler yazma yoluyla “zihinsel resim” haline getirilip, kayıt ve hatırlama işlemi güçlendirilmeli.

PEKİŞTİRME

Öğrenmeyi takiben, pekiştirme yapılmaması halinde, hatırlama anında çok sayıda olumsuzluk ve zorlanma yaşanmaktadır. Bu konuda yapılan bir çalışmada öğrendikten sonra hiç tekrar yapmayanlar, hatırlamada başarısız olurken, öğrenmeyi takiben sıklıkla tekrar yapanlar, yüzde yüz daha fazla başarılı olmuşlardır.

Pekiştirme; sade ve düz konu tekrarı yapılması demek değildir. Pekiştirme; yeni gelen bilgilerin bizdeki eski bilgilerle uyumlu hale getirilerek kaydedilmesidir. Aslında pekiştirme, bir tür konuları özümleme halidir. Özümleme; gelen bilgileri mevcut bilgilerimizle birleştirmektir. Yani özümüzdeki, kendimizdeki bilgileri esas alarak yapılan kayıt işlemidir. Bu aslında bilgilerin düzenli bir şekilde kayıt edilmesi işlemidir.

Görüldüğü gibi, bir bilgiyi hatırlamak, onu öğrenmekten daha zordur. Hele, zaman sınırlaması altında, yani sınav anında hatırlamak daha da zordur.

Bu nedenle öğrendiklerimiz bazen, hatırladıklarımız her zaman ödüllendirilir.

Öğrendiklerimizden yararlanma oranı, onları hatırlama oranına eşittir. Bu en azından akademik öğrenmeler ve sınavlar açısından böyledir.

Dinlediğimiz bir dersi veya çalıştığımız bir konuyu onu hatırlama refleksi ile dinlemek ve çalışmak zorundayız. Hatırlamak için beynimize gelen her bilgiyi ikinci bir işleme tabi tutmak zorundayız. Hem de anında.

Kendi kapasitesinin üzerinde bir başarıyı yakalayanlar bildiğinden daha fazlasını hatırlamayı başarabilenlerdir.

Related Posts
Leave a Reply

Your email address will not be published.Required fields are marked *